3 Haziran 2015 Çarşamba

SOSYOLOJİ 4. ÜNİTE – TOPLUMSAL DEĞİŞME VE GELİŞME

I. TOPLUMSAL DEĞİŞME
Değişme, önceki durumdan farklılaşmayı veya başkalaşmayı ifade eder. Bu şekildeki ifadesiyle
değişme kavramı değer yargısı içermeyen nesnel bir kavramdır. Yani iyiye veya kötüye doğru yön
belirtmez. Buna karşılık ilerleme, gelişme, gerileme, modernleşme, evrim kavramları iyiye veya kötüye doğru yön belirttiklerinden bir değer yargısı içerirler. Mesela; nüfus artışı kimine göre gelişme kimine göre gerilemedir; ama bu artış herkese göre bir değişmedir.
Toplumsal değişme ise, toplumsal ilişkilerde, sosyal kurumlarda, sosyal tabakalaşma biçimlerinde kısacası sosyal yapılarda meydana gelen farklılaşmadır. Yani bir sosyal yapıdan başka bir sosyal yapıya geçiştir. Mesela; geniş aile yapısından çekirdek aile yapısına geçiş, sosyalist ekonomik sistemden kapitalist ekonomik sisteme geçiş birer toplumsal değişmedir.

A. Toplumsal Değişmenin Özellikleri

1-) Toplumsal değişme zorunlu ve kaçınılmazdır. Her toplum değişme halindedir. Ancak toplumların değişme hızları farklıdır. Sanayileşme ve teknolojideki ilerleme toplumların değişme hızını artırmıştır.
2-) Toplumsal değişme bir süreçtir. Zaman, yer ve insan toplumsal değişmenin 3 önemli unsurudur.
3-) Toplumsal değişmenin hızlı olması bunalımlara yol açabilir.
4-) Bir alandaki toplumsal değişme diğer alanlardan bağımsız değildir. Karşılıklı olarak birbirini etkilerler.

B. Toplumsal Değişmeyi Etkileyen Faktörler

1. Fiziki çevre faktörü: İklim özellikleri (kuraklık, soğuk, sıcak olması), doğa ve afet olayları (deprem, tsunami, su baskınları), yeryüzü şekilleri (arazinin dağlık, engebeli, düz olması), toprağın özelliği (verimli olup olmaması), yeraltı ve yer üstü zenginliklere sahip olup olmaması vb. insanların
yaşantıları üzerinde birçok etkide bulunurlar. Mesela; Eskimoların tüm hayatını, iklim şartlarına
göre düzenlemesi, Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarının verimli su kaynaklarının çevrelerine
yerleşmeleri gibi.

2. Ekonomi: Toplumsal değişmeye etki eden en önemli faktörlerdendir. Benimsenen ekonomik sistemler, üretim, tüketim ilişkileri ve işbölümünün niteliği, enflasyon, deflasyon gibi yapısal bozukluklar toplumsal değişmeyi etkiler. Mesela; ekonomik krizler işsizliğin artmasına, bilim ve teknolojide durgunluklara, sosyal patlamalara, göç olgusunun ortaya çıkmasına veya artmasına neden olmaktadır.

3. Modernleşme: Modernleşmede; bilim, teknoloji, ekonomi vb. alanlarda daha ileri kabul edilen
ülkelerin etkisi çok fazladır. Bu nedenle modernleşme daha ziyade gelişmiş ülkelerdeki yeniliklerin taklit edilmesi ya da benimsenmesi esasına dayanır. Daha çok yönetici elitler tarafından gerekli görülen planlı bir toplumsal değişmedir. Bu değişim hem olumlu hem olumsuz olabilmektedir.

4. Küreselleşme: Ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel ve politik açılardan küresel bütünleşmenin artması, yerel olanın ortadan kalkması veya önemini yitirmesine küreselleşme denir. Toplumsal kimliğin, aidiyet bağının çözülmesi gibi olumsuz etkilerinin yanında; nitelikli insan yetiştirilmesi, mevcut uygarlığın yeniden şekillendirilmesi, başta eğitim ve sağlık olmak üzere toplumlar arası paylaşımın artması gibi olumlu etkileri de vardır.

5. Bilim ve Teknoloji faktörü: Teknoloji, insanların doğa üzerindeki egemenliğini arttırarak işbölümü,
otomasyon, şehirleşme vb. sağlayarak büyük değişmelere neden olmuştur. İnsan ilişkilerini, normları, kurumları, değerleri, düşünüş biçimlerini ciddi düzeyde etkileyerek değiştirmiştir. Mesela; makineleşmenin kentleşmeye, kentleşmenin de kadının iş hayatına atılmasında etkili olması gibi.

6. Kültür faktörü: Toplumların değerleri, normları, örf ve adetleri, alışkanlıkları, inançları vb. birer
kültür unsuru olarak değişmeyi etkiler. Özellikle evrensel maddi kültür unsurları, toplumların kültürünü olumlu ya da olumsuz değiştirmektedir.

7. Demokratikleşme: Demokrasinin egemen olduğu toplumlarda toplumsal değişim daha sağlıklı ve planlı bir şekilde gerçekleşir.

8. Demografi faktörü: Nüfusun miktarındaki, yapısındaki ve niteliğindeki (eğitim seviyesi, çalışanların sayısı, cinsiyet dağılımı vb.) değişmeler toplumsal değişmeden bağımsız değildir. Mesela; hızlı nüfus artışı, ekonomik büyümeyi engellemekte, insanların milli gelirden daha az pay almalarına neden olabilmektedir.

9. Kitle iletişim araçları: Teknolojik boyutu yüksek olan kitle iletişim araçları bilgi akışını hızlandırarak, bilgi çağına geçişte etkili olmuştur ve insanlar arasındaki etkileşimi artırmıştır. Kitle iletişim araçları sayesinde toplumların yapıları birbirlerine benzemeye başlamıştır. Tüketim alışkanlıklarının oluşturulması, beğenilerin, ilgilerin oluşturulması kitle iletişim araçları sayesinde olmaktadır.

10. İnsan faktörü: İnsanları yönlendirebilen insanlar (özellikle liderler) toplumsal değişimde etkilidirler. Mesela; Atatürk, Gandhi.

C. Toplumsal Değişme Tipleri

1. Serbest toplumsal değişme: Herhangi bir müdahale olmadan kendiliğinden meydana gelen
değişmedir. Planlı, programlı olarak oluşturulmazlar. Bu değişimler, nüfus artışı, bilim ve teknoloji
alanındaki yenilikler, kitle-iletişim araçlarının gelişmesi, üretim artışı, turizm, yabancı bir kültürle
yapılan temaslar gibi etkenlerle ortaya çıkar.

2. Müdahale yoluyla toplumsal değişme: Değişmeye belli yönlerde ve belli şekillerde müdahale edilen sosyal değişmelerdir. Bu demokratik planlı bir müdahale olabileceği gibi, baskı yoluyla
değiştirme de olabilir. Nüfus planlaması müdahale yoluyla değişmeye örnektir. Bu değişim iki türlüdür:
a) Demokratik planlı değişme: Bir program çerçevesinde toplumsal hayata müdahale edilerek
yapılan değişmelerdir. Değişmenin istenilen yönde ve belirli bir sürede gerçekleştirilmesi planlı ve programlar aracılığıyla yapılır. Demokratik yollarla değişme, şiddeti ve terörü içermez. Demokratik planlı bir müdahaleye örnek olarak; beş yıllık kalkınma planını verebiliriz.
b) Baskı yoluyla değişme: Değişmenin zorla sağlanmaya çalışıldığı değişimlerdir. Bir takım kısıtlanmalar getirilir. Baskı yoluyla değişme tek bir karar mekanizmasının (bir liderin, grubun veya bir devlet organının) hazırladığı planlı ve programların uygulanması ile gerçekleşir. Baskı yoluyla değiştirmeye; Bulgaristan’daki soydaşlarımızın ana dillerini konuşmalarının yasaklanması örneğini verebiliriz.

Ç. BİLİM, TEKNOLOJİ VE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI

Bilim ve teknolojideki gelişmeler, 20.yyda baş döndürücü bir hızla gelişmiş ve insanların hayatlarını
ciddi düzeyde kolaylaştırmıştır. Seri üretim sayesinde üretim iyice artmış bu da ihtiyaçların karşılanması, dağıtılması, paylaşılması gibi sorunların çözümünü kolaylaştırmıştır. Bilim ve teknolojinin ekonomi kurumunun üzerindeki bu etkilerinin yanında eğitim, sağlık ve özellikle Kitle iletişim alanlarındaki etkileri büyüktür. Özellikle kitle iletişim alanında çığır açıcı yenilikler gerçekleşmiştir. Kitle iletişim araçlarının (TV, internet, telefon vb.) hızla gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla toplumlar kültür emperyalizmine açık hale gelmiş ve yerel kültürler ortadan kalkmaya başlamıştır. Ayrıca bu nedenle birçok milli kültür “tek tipleşme” tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kitle iletişim araçları, insanlar arası ilişkileri ciddi düzeyde etkilemiştir. Artık insanlar yüz yüze iletişimi iyice azaltarak birçok konuyu, işini, ilişkisini telefon ve internet üzerinden yapmaya başlamıştır. Bu durum sosyal ilişkileri temelinden sarsmaya başlamıştır. Komşuluk, arkadaşlık, akrabalık ilişkileri zayıflamıştır. Artık internet ve televizyon üzerinden evlilikler bile yapılmaya başlanmıştır. Kitle iletişim araçlarındaki yenilikler bireylerin gerek aile gerekse toplum içindeki sosyalleşme sürecini de olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır.

D. MODERNLEŞME

Modernleşme geniş kapsamlı bir değişim sürecidir. Modernleşme; toplumların yaşadıkları çağın
niteliklerine ve gerekliliklerine sahip olabilmeleri adına tüm yapılarında değişim göstermesidir.
Yani modernleşme; azgelişmiş ülkelerin, sosyal, siyasal, ekonomik, bilimsel, kültürel vb. bakımdan
kendilerinden daha ileri derecede olan ülkelerin modelini benimsemeleri ve onlara benzeme sürecidir.
Kısacası onların modeline uygun değişim gösterme süreçleridir. Bu açıdan modernleşme değişmenin özel bir şeklidir.

E. KÜRESELLEŞME (GLOBALLEŞME)

Küreselleşme; ulusal düzeydeki bütün faaliyetlerin dünya düzeyine aktarılması yani uluslararası bir
niteliğe kavuşmasıdır. Küreselleşme; ülkelerin sahip oldukları milli ve manevi değerlerin dünya ölçeğinde yayılması, farklılıkların bir bütünlük ve uyum içinde ortadan kalkması ve dünyanın “küresel bir köy” haline gelmesidir. Ayrıca küreselleşme, kapitalizmin dünyayı homojenleştirdiği, heterojen farklılıkları yok ederek bir bütünsellik sağladığı, artık herkesin kaderinin ortak bir "küresel dünyanın" oluşumuna bağlandığı tezi üzerine kuruludur. Diğer taraftan küreselleşme sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda dünyaya açılma ve dünya ile bütünleşme olarak da
tanımlanabilmektedir. Özellikle bilginin küresel düzeyde paylaşılması ve yayılması küreselleşme olgusunun ortaya çıkmasında temel etkenlerden biridir. Günümüzde bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırmış, zaman, mekân ve mesafe algılamalarını değiştirmiş, kültürleşme sürecine ivme kazandırarak küresel değerlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Toplumun yapılarında meydana gelen gelişmeler; nüfusun farklılaşması, aile biçimleri ve yaşam tarzlarının değişmesi küreselleşmenin yol açtığı önemli sonuçlardan sadece bazılarıdır.

II. TOPLUMSAL GELİŞME

Toplumsal gelişme, bir toplumda belli ölçütlere göre ileriye doğru bir değişmeyi (sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. alanlarda) ifade eder. Toplumsal gelişme, toplumsal yapıyı oluşturan
birçok öğenin ileriye doğru değişip bir araya gelmesiyle oluşur. Yani bu öğeler tek başına değil,
hep birlikte gerçekleştiği zaman toplumsal gelişmeden söz edebiliriz Toplumsal gelişmeye örnek olarak; milli gelirin artması ve dengeli dağılımını verebiliriz.

1. Toplumsal Gelişmenin Unsurları

a) Ekonomik Büyüme: Ekonomik büyüme, bir ülkenin zenginliğinin zaman içerisinde artması
demektir. Bir ülkede mal ve hizmet üretiminin artması, bireylerin temel ihtiyaçlarının karşılanması, sermaye birikiminin artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, kişi başına düşen milli gelirin artması gibi unsurlar ekonomik büyümenin göstergeleridir. Ekonomik faaliyetler bir toplum için hayati bir öneme sahiptir; çünkü toplumsal ihtiyaçlar, sahip olunan ekonomik imkânlara göre karşılanır. Bu nedenle ekonomik büyüme tüm ülkeler için temel amaçtır.

b) Orta Tabakanın Genişlemesi: Alt tabakadaki insanların yukarıya geçişlerinin kolaylaşması
anlamına gelir. Orta tabakanın sayıca fazla olması ve bunların refah düzeyinin yüksek olması toplumda genel olarak dengeyi sağladığından toplumdaki çatışmaları, gerilimleri azaltan önemli bir etken olacaktır. Bu nedenle orta tabakanın genişlemesini sağlamak için adil gelir dağılımı, dengeli vergi politikası, bireylerin, konut, sağlık, eğitim vb. ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Böylece tabakalar ve sınıflar arasındaki yaşam biçimi, gelir düzeyi, eğitim düzeyi vb. alanlardaki uçurumlar (büyük farklar) azalarak toplumda birlik ve bütünlük daha kolay sağlanır. Özellikle gelişmiş ülkelerde orta tabaka geniştir.

c) Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarındaki gelişmeler: Toplumsal gelişmenin
gerçekleşmesi için toplumun yönetim biçiminin demokratik olması, hukukun üstünlüğü ilkesinin
benimsenmesi ve insan haklarına dayanması gerekir. Yaşam hakkı, düşünce ve inanç özgürlüğü, eğitim ve sağlık hakkı, konut dokunulmazlığı, seçme ve seçilme hakkı vb. hak ve özgürlükler anayasa ile güvence altına alınmalıdır.

III. TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME

Toplumsal yapı çeşitli grup, kurum, kuruluşlardan oluşan bir bütündür. Toplumsal bütünleşme, toplumu meydana getiren farklı maddî ve manevi unsurların uyumlu ve dinamik bir bütün oluşturacak şekilde birbirini tamamlamasıdır. Toplumsal bütünleşme, toplumsal gelişmeyle
(özellikle orta tabakanın geniş olması ve ekonomik büyüme unsurları ile) mümkündür. Çünkü toplumsal gelişmeyle işsizlik azalır ve refah düzeyi yükselir, bu da toplumsal çözülmeye engel olur. Toplumsal bütünleşme iki şekilde gerçekleşir:

1. Fonksiyonel (işlevsel) bütünleşme: Toplumdaki meslek gruplarının işlevsel yönden birbirini tamamlaması demektir. İşbölümü halinde bakkalların, fırıncıların, muhasebecilerin, eğitimcilerin vb. gerçekleştirdiği bütünleşmedir.

2. Mana etrafında bütünleşme: Toplumda ortak amaçlar ile manevi değerler etrafındaki bütünleşmedir. İnsanların sadece işbölümüne dayalı olarak bütünleşmeleri yeterli değildir, asıl bütünleşme milli ve manevi değerler etrafında uzlaşarak gerçekleşir. Mesela; vatan birliği.

IV. TOPLUMSAL ÇÖZÜLME

Toplumsal çözülme, bir toplumda maddi ve manevi kültür öğelerinin işleyen bir bütün oluşturacak
şekilde birbirlerini tamamlayamamasıdır yani toplumsal bütünleşmenin sağlanamamasıdır. Toplumsal yapıyı oluşturan bazı öğelerin işlevlerini yitirmesi toplumsal çözülmeye neden olur. Toplumsal çözülme, maddi ve manevi kültürler arasında bir dengesizlik durumudur. Bu çözülme sonucu toplumun unsurları (kurumlar, toplumsal grup ve tabakalar) arasındaki bağlantı zayıflar. Bu unsurlar görevini yapamaz duruma düşer. Gelişme yavaşlar, toplumsal sorunlar artar. Toplumun varlığını sürdürmesi tehlikeye girer. Kültürel gecikme oranındaki artış, toplumsal normlardan sapmalar toplumsal çözülmeyi hızlandırır. Bir toplumda maddi kültür öğelerinin üretimi ve çeşitliliğinin artması manevi kültür öğelerinde bazı düzenlemeleri gerektirir (Yeni normlar oluşturulması gibi). Kültürün maddi yanı ile manevi yanı arasındaki uyumlu gelişme ise toplumsal gelişmeyi hızlandırır.

Toplumsal Çözülmenin Nedenleri

a) Tabakalar arasında büyük farklılaşma
b) Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması
c) Demokratik kurumlaşma yetersizliği
d) Milli birlik bilincinin zayıflaması
e) Örgütlenme (kurum, kuruluş gibi) yetersizliği

5 yorum: